Pir Sultan Abdal'ın asılışının ertesi günü halk kahvede toplanmış konuşuyormuş. İçlerinden biri demişki:
- Duydunuz mu? Bu gece Hızır Paşa, Pir Sultan'ı astırmış...
Bir başkası hemen karşı çıkmış ona:
- Olamaz! Ben onu sabahleyin Koçhisar yolunda, Seyfebeli'nde gördüm.
İkincisi:
- Senin yanlışın var, demiş, ben onu gün ışırken Malatya yolunda Kardeşler Gediği'nde gördüm.
Üçüncüsü:
- Yeni Han yolunda, Şahna Gediği'nde gördüm.
Dördüncüsü:
- Ben Tavra Boğazı'nda gördüm...
Dinleyenler şaşırmış. Kalkıp birlikte darağacının bulunduğu yere gitmişler. Bakmışlar ki darağacında Pir Sultan'ın hırkası asılı, kendisi ortada yok..." (*)
Üstümüzde Pir Sultan hırkası, dilimizde hakikat avazı düştük yollara. Karlı ve soğuk zamanların, kanlı ve sıcak günlerinden geçtik. Ve gördük ki, hep aynı Hızır Paşa çıkar karşımıza. Aynı yıkılası taht, aynı düşesi taçtır hayatımızı çalan...
Baldırı çıplaklığımızla halkız biz. Biliriz yoksulluğun kederini ve yoksunluğun soğuğunu. Tepeden tırnağa sabır ve baştan ayağa hıncız. Elde nasır, yürekte hasret, bir de hayat denilen kavgamız daimdir ömürler boyu bize...
"Uyur idik..." ve uyardılar, açtılar gözümüzü umut ile. Öğrendik, sömürü ve zulüm nedendir. Gördük, yozluk ne iştir. Ve anlayınca olup biteni, çıktık yola kazanmak için geleceği...
"Halimizi hal eyledik/ Yolumuzu yol eyledik" ve bir yürüyüş eyleyip çağı çağa bağladık. Her adımda bir Hızır Paşa çıktı karşımıza. Ve hep aynı fetva yazıldı hakkımızda: "Katli vaciptir, tiz vurula kellesi..."
Eğilmez hakikatimiz yalan karşısında. Ve korkuya yenilmez haysiyetimiz. "Gelin canlar bir olalım/ Münkire kılıç çalalım" der dururuz hodri meydanların ortasında. Yarınlara ulaşmanın kadim sırrıdır "bir olmak"...
Derviş hırkasıdır giydiğimiz al önlük. Gören tanır bizi. Hiç durmayan yürüyüşümüzden, alnımızın aklığından ve gerçeğin dili oluşumuzdan. Tanır bizi cümle alem. Hayatın sorularına umutlu cevaplar verip haykırırız o enternasyonal gerçekliği: "Tüfeyliye tanımayız hak/ Dünya emeğin olmalı..."
Ecelsiz ölen bütün mazlumların son nefeslerinin yadigarıdır yüreğimizi dolduran o rüzgar. Bağrımızdan bahtımıza fırtına olup eser. Dağıtır karanlığı ve aydınlatır "bir gün mutlaka" denilen yarınları.
Dar ve zor yerlerden geçse de yolumuz, asla eğilmez boynumuz...
"İçinde umut olmayan üç deyiş söyle" derler de, dokununca gönlümüzün tellerine, kahrolur umutsuzluk. Dilimizden dökülen her bir kelime, umuda dair olur yine. Bulamazlar içinde yılgınlık kokan tek bir hece bile. Ve cümlemizi, tarihsel rüzgarların heybesinde kurarız daima. Ve yayılır dalga dalga cihana...
Yılanlar, çıyanlar içinden geçer yolumuz. Sömürünün karanlığı, sabah akşam kaplar zamanı. Ve daha neler gelir de başımıza, ikrarımızdan vazgeçmeyiz asla. Türlü bela ortasında ne ah eder şu haklı dilimiz, ne de aman diler dudaklarımız.. Elimizde Ferhad'ın hasretiyle birikir, coşar, taşarız. Adalet arayan vicdanımızla dimdik bakarız adaletsizliğin o kirli suratına. Ki insede bakışımıza ve başımıza bin bela, kaçırmayıp gözümüzü kirletmeyiz özümüzü....
Karanlık inip kalkarken en aciz haliyle, nice mor menekşe açılır tenimizde. Sonra kan kırmızı güller açar serimizde. Ve usulca kanar yarasından hakikat. Zamanın köhne sarkacıdır şimdi Kerbela'ya takılıp kalan. Engin bir gönüldür şimdi turnalar, gökyüzünde dönüp durur, vurulur ölmez!
***
- Duydunuz mu? O malum şapkasıyla İstanbul'da görmüşler Engin'i, adalet arıyormuş yine.
- Ve Trabzon'da görmüşler, umut dağıtıyormuş halka.
- Sonra İzmir'de görmüşler ve Dersim'de ve İzmir'de, ve Malatya'da..
- Ben de Kars'ta gördüm geçenlerde...
Görmüşler Ankara'da, Ege'de, Trakya'da, Antalya'da ve dahi bütün sokaklarında. Hayatı yürüyüş eyliyormuş yine. Ki tarihimizden kayıtlıdır; "Ölürse ten ölür, canlar ölesi değil."
- Yeni Han yolunda, Şahna Gediği'nde gördüm.
- Ben Tavra Boğazı'nda gördüm...
'Gördüm, Engin, Ankara'da, Ege'de, Trakya'da, Antalya'da ve dahi bütün sokaklarındaydı hayatın...'
Yürüyüş
Hızır Paşalar hayatın heryerinde!!
Fakat;Hızır Paşalara inat;Pir Sultanlar,Seyid Rızalar,İbrahim Kaypakkayalar,Engin Çeber'ler umut dağıtmaya devam ediyor..__________________
Haksızlığa sapıp bütün insanlar seni takip edeceğine,ADALETLE hareket edip tek
başına kal,daha iyi!
|
